Dip Sürgünü İle Çoğalan Güzel Ve İlgi Çeken Çiçekler

Saygıdeğer Okuyucularım;

Bu yazımda sizlerle dip sürgünlerinin köklü olarak ayrılmasıyla üretilen güzel ve ilgi çekici çiçeklerin bir kaç çeşidini paylaşacağım. 

Bunlardan ilk akla gelen, orkide çiçeğidir. Orkidenin bazı çeşitleri serin ve nemli tutulabilen oda ve salonlarda yetiştirilmeye elverişlidir. Orkidelerin en iyi şekilde yetişeceği toprak çeşidi, bataklık yosunu ile fujer köklerin karıştırılarak hazırlanmış harç toprağıdır. Orkidenin bulunduğu odanın sıcaklığı Kış Aylarında on dereceden aşağı düşürülmemelidir.

Ayrıca sulamada kullanılacak suyun az kireçli olmasına dikkat edilmelidir. Sulama suyuna ara sıra fenni gübre karıştırılır. Orkidenin üretilmesi, dip sürgünlerinin köklü olarak ayrılmasıyla yapılır tohumla yetiştirilmesi çok zor ve zahmetlidir. 

Clivia (Klivya), yaprakları çiçekleri kadar güzel olan bir salon çiçeğidir. Aydınlığı az olan oda ve salonlarda yaşar. Funda, dere kumu ve koyun gübresi karıştırılmış bahçe toprağından hoşlanır. Isıtılan oda ve salonlarda Kış başlangıcında az su verilerek bitki, çiçek hazırlığına zorlanır. Çiçek sapı çıkarmaya başladığında saksı daha aydınlık bir yere kaldırılır ve sulamaya yeniden hız verilir. 

İşte, tam bu devrede sulama suyuna fenni gübre karıştırılır. Çiçekleri savdıktan sonra çiçek sapı dipten kesilir. İki veya üç yılda bir, bitki sürmeye başlamadan evvel, saksı ve toprağı değiştirilir. Bu güzel bitki de köklü sürgünlerinin ayrılmasıyla çoğaltılır.

Colacasia (Fil Kulağı), gösterişli yapraklarıyla salon köşelerini süsleyen büyük saksı bitkilerindendir. Gübrelenmiş killi bahçe toprağından hoşlanır. Aydınlık oda ve salonların pencere kenarlarına konur. Kışın bulunduğu yerin sıcaklığı, on iki veya on beş dereceden aşağı düşürülmemelidir. Kışın az, Yazın bol su verilir. Yeni ve iri yapraklar vermesi için  sulama suyuna ara sıra fenni gübre karıştırılır. Sulama suyuna köklü dip sürgünlerinin ve yavru yumru köklerinin ana bitkiden ayrılması ile çoğaltılır. 

Bir başka konu ve yazımda buluşmak üzere…

Saygılarımla,

İbrahim Tınaztepe