ZEYTİNLİK BAHÇELERİNDE TOPRAĞIN AŞINMASI (EROSION)
Saygıdeğer Okuyucularım;
Topraklardan devamlı şekilde faydalanmak için onların bulundukları yerde muhafazaları şarttır. İşte, yağan kar ve yağmur suları az veya çok meyilli topraklarda toprağın en asil, en lüzumlu kısmı olan zerrelerini alır ve sürükleyerek götürür. Geriye çakıl ve kum kalır ki; bunun da ziraat yönünden hemen hemen hiçbir faydası olmaz. Toprağın özü olan bu ince zerreleri giderse ne olur?
- Özü gitmiş kum ve çakıldan ibaret kalmış bir toprağa verilecek gübre, fayda sağlamaz; hele de bu gübreler, kimya gübreleri ise katiyen fayda vermez. Kum ve çakıl besin maddesini içinde tutamaz; içinde besin maddesi tutunmayan toprakta da bitki yetişmez.
- Özü kaçmış bir toprakta nem de durmaz. Yağan kar ve yağmur suları ya aşağı tabakalara geçer ya da süratle uçar. Nemi olmayan toprakta bitkinin yetişemeyeceği ise hepimizin bildiği bir durumdur.
- Meyilli bir arazide kurulmuş bir zeytinliğin toprağının her yıl üç veya beş santim yağmur sularıyla akıp gittiğini bir düşünün. Bu toprak, nihayet sekiz veya on senede otuz ile elli santimetre kalınlığındaki toprağın kaldırılması demektir. Böyle olunca ağacın turbu ve ana kökleri meydana çıkacak ve netice olarak ağaç bozulup mahvolacak veya en az mahsul vermez hale gelecektir.
Birçok zeytin bölgelerinde toprakların muhafaza edilmemesi yüzünden böyle turpları ve kökleri meydana çıkmış, büyüme ve verim güçlerini kaybetmiş, sarı yapraklı cansız ağaçlara çok rastlanır. Zaman zaman söylenen bir söz vardır, “Toprakların eski kuvveti kalmadı” diye… Bu söz, boşuna söylenmemiştir; doğrudur. Hakikaten toprakların eski kuvveti kalmamıştır. Hatta, yukarıda açıklandığı şekilde özü kaçmış topraklara gübre verildiği halde zeytin ağaçlarından istenilen mahsul alınamamaktır.
Bu durum, bize çok tehlikeli vaziyetle karşı karşıya kaldığımızı haber vermektedir. Zeytinlik topraklarının muhafaza yolunu bilmeliyiz. Aksi halde zeytin sahalarında gelecek, daha da kötüleşecektir. Zaman zaman zeytin üreticileri ağaçlarında meydana gelen sararma, cansızlaşma ve verimden düşme gibi durumlar meydana geldiğinde “Acaba bu güzelim fidanlara nazar mı değdi?” demektedirler. Ancak bu durum nazardan değil, toprağın korumasını muhafaza etmesini bilememekten meydana gelmektedir. Farkında olmadan güzelim topraklar yağmur sularıyla yıkanıp gitmektedir. Böylelikle toprağın özü kaçınca zeytin ağaçlarında da bozulma kaçınılmaz olacaktır.
Bir başka konu ve yazımda buluşmak üzere…
Saygılarımla,
İbrahim Tınaztepe
Son yorumlar